AK Parti İstanbul Milletvekili Oğuz Üçüncü: Vatandaş yerel seçimlerde bize sarı kart gösterdi
TBMM’nin yeni yasama yılı öncesinde Haberler.com özel yayınlara imza attı. AK Parti Milletvekili Oğuz Üçüncü, de o yayınlara konuk olan isimlerdendi. Yeni Anayasa çalışmalarından, vergide adalet meselesine birçok konuya değinen Üçüncü, yeni dönemde enflasyonun düşürülmesinin hükümetin öncelikleri arasında olduğunun altını çizdi.
“VATANDAŞIN BİZE TATLI SERT UYARILARI VAR”
Vatandaşın TBMM’den beklentilerine değinen AK Parti Milletvekili Oğuz Üçüncü, Meclis’te konuşulan dilin, üslubun yumuşatılmasına yönelik olduğunu vurguladı. “Tartışma olsun, hatta sert de olabilir ama özellikle burada partilerin birbirleriyle olan münasebetlerinin topluma da yansımalarının, toplumdaki gerginliklere yer yer sebebiyet verdiğini vatandaşlarımız bizlerle paylaştı. İkinci beklenti ekonomi. Özellikle cuma namazı ve vakit namazı sonrası vatandaşla yaptığımız hasbihalde emekli büyüklerimiz bir yandan tatlı tatlı eleştirirken, öte yandan da geçimin zorluklarından, hayat pahalılığının getirmiş olduğu sıkıntılardan haklı olarak bahsettiler. Aynı hayatı yaşıyoruz, aynı hayatın içerisindeyiz. Biz de elbette bu artışlardan etkileniyoruz. Oradaki insanlarımız sabırlı olduklarını, bu sürecin çözümünün hızlı olmayacağını anladıklarını, ancak eşit davranılması gerektiğini, herkesin kemer sıkması gerektiğinin altını kalın kalın çizdiler. Bunu yaparken de yer yer tatlı sert uyarıları da oldu. Özellikle bundan sonra yapılacak uygulamaların; EYT ve benzeri çalışmaların maliyetlerinin topluma getirmiş olduğu yükümlülüklerin iyi hesaplanması gerektiğini ve toplumsal baskının bazen konularda yoğunlaşsa bile bunun neye mal olacağının iyi hesaplanması gerektiğini de söylüyorlar. Haklı eleştirileri var ama aynı zamanda biz hem hükümet olarak hem devlet yönetimindeki büyüklerimiz olarak burada denge politikası gütmek mecburiyetindeyiz. İnsanlarımız özellikle hayat pahalılığıyla ilgili, enflasyonla ilgili yani fiyat artışlarının frenlenmesiyle ilgili beklentilerini ifade ediyorlar ve o konuda da eğilimin artık aşağı yönlü olması gerektiğini ve bunun sahada hissedilebilir olması gerektiğini de hatırlatıyorlar.
“YAPMAMIZ GEREKEN VERGİDE ADALETİ SAĞLAMAK”
“Yapmamız gereken, verginin kendisini değil, verginin tabanını, vergi ödeyen insanların sayısını eşit şekilde yükseltmek ve özellikle lüks ve benzer harcamalar yapan bir kesimin vergiye yansımayan bir durumu varsa onunla ilgili gerekli çalışmaları yapmak. Burada bir sermaye düşmanlığından ziyade yatırımla lüks harcamanın ayrımını yapmak suretiyle, oradaki vergiyi de dengelemek suretiyle bir çalışma yapmak. Burada önemli olan, yatırımların önünün kesilmemesi. Yüksek faizlerin tabi bir anlamda paranızı mevduatta tutma gibi bir cazibesi var, bunu görerek buna rağmen yatırım yapan herkesi teşvik etmek, onların çok önemli bir işlev gördüğünü bilmek, ihracata yönelmiş, katma değer üreten sanayicimizin ve işadamlarının işlerini kolaylaştırmak, daha büyük piyasalara açılmak için çalışmalarını yükseltmek.”
“VATANDAŞ YEREL SEÇİMLERDE BİZE SARI KART GÖSTERDİ”
“Orta Vadeli Programı titizlikle uygulamaya çalışan, bu uğurda yer yer vatandaşlarımızdan sert eleştirilere maruz kalan ve muhatap olan iktidar partisinin bu dönemde programın başarıya ulaşmasını gerektirirken, bu yöndeki çalışmaları yoğunlaştırmamız gerekirken erken seçim tartışmasının boş bir tartışma olduğunu, ülkeye karşı sorumsuzluk olduğuna inanıyorum. Nitekim insanlarımız son bir sene içerisinde siyasi tercihlerini kullandılar. Gerek Cumhurbaşkanlığı seçimimizde gerek Meclis seçimlerimizde, yerel seçimlerde iradelerini ortaya koydular. Özellikle yerel seçimlerde iktidar partisine sarı kart göstermek suretiyle mesaj vermiş oldular. Bizim şu an sorumluluğumuz OVP’yi uygulamak, enflasyondaki düşüşün devamını sağlamak, ama bunları yaparken de bu ülkenin bulunmuş olduğu coğrafya itibarıyla hangi ateş çemberi içerisinde yer aldığını da unutmadan bunları yapmak. Erken seçimin şu an zamanı değil.”
“TÜRKİYE ADİL BİR DÜZENİN KURULMASINA ÖNCÜLÜK EDECEK”
“Özellikle Batı devletlerinin uluslararası hukuk diye Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaştan sonra telkinlerini hatırlıyoruz ve Rusya’nın yerine İsrail’i, Ukrayna’nın yerine Filistin’i koyduğunuzda bakıyorsunuz şu an İsrail’e dur diyen uluslararası toplum yok. Mahalledeki küçük çocuk herkese meydan okuyor. Niye okuyabiliyor? Çünkü arkasında abisi duruyor sürekli. Bu böyle olduğu müddetçe hem uluslararası hukuk hem uluslararası hukuk sistemi ve aynı zamanda bunun geçerliliği gün be gün soru işaretiyle devam ediyor. Bundan sonra hangi devlet uluslararası hukuka uysun? Yapmamız gereken şey, ülke olarak güçlü olmak ve mazlumların sesini duyurmaya devam etmek. Bu zulümler bir gün bitecek ve yerine adil, refah içerisinde yaşayabileceğimiz bir dünyanın inşası için Türkiye öncü olacak.”